Bu kediyi ilk gördüğünde beyaz kürkü çarpıyor gözüne. Parlak, uzun ve yumuşacık tüyleri var, dokunası geliyor insanın. Gözleri ise tam bir mucize; genelde bir tanesi mavi, diğeri yeşil ya da altın rengi oluyor.
Heterokromi dedikleri bu özellik, ona gizemli bir hava katıyor. Vücudu uzun ve ince, bacakları zarif ama güçlü. Kulakları büyük, uçlarında hafif tüylü, sanki bir lynx’i andırıyor. Hareketleri öyle zarif ki, evde dolaşırken adeta bir dansçı gibi süzülüyor.
Kilosu genelde 3-5 kg arasında, ama sağlıklı bir Ankara Kedisi kendini her zaman daha büyük hissettiriyor.
Beslenme işi bu kediler için önemli, çünkü enerjilerini korumaları lazım. Protein ağırlıklı bir diyet en ideali; tavuk, balık ya da hindi gibi etler tam onların damak tadına göre.
Kuru mama alacaksan, kaliteli bir marka seçmelisin, mesela Royal Canin segmentindeki mamalar ile beslenmesinde sağlık ve içeriğinden kaynaklı besleyiciliğinden dolayı fayda var.
İçerisinde bol protein, az karbonhidrat olan mamalar tercih edilmeli. Royal Canin Hair Skin kedi maması uygun olacaktır.
Yaş mama da haftada 2-3 kez güzel bir ek olur, hem su ihtiyacını karşılar hem de lezzet katar. Su demişken, her zaman taze su bulundur; beyaz kürklü kedilerde böbrek sağlığı hassas olabiliyor.
İnsan yiyeceklerinden uzak durması gerekir, özellikle tuzlu ya da şekerli şeyler asla verilmemelidir
Ankara Kedisi, Türkiye’nin köklü hazinelerinden biri. Anadolu’nun tarihine baktığında, bu zarif kedinin izlerini Osmanlı dönemine kadar sürebilirsin. Saraylarda, evlerde, hatta köylerde bile kendine yer bulmuş.
Beyaz kürkü ve farklı renkli gözleriyle, adeta bir sanat eseri gibi yüzyıllardır insanları büyülemiş. Bazıları onun Türk kültürünün bir simgesi olduğunu söyler, haksız da değiller. Sadece evcil bir kedi değil, geçmişten gelen bir mirastır aynı zamanda.
Bu ırkın şöhreti, 17. yüzyılda Avrupa’ya ulaştığında zirve yaptı. O dönemde tüccarlar ve seyyahlar, Ankara’dan bu beyaz güzellikleri götürmeye başladı.
Özellikle Fransa ve İngiltere’de soyluların gözdesi oldu, ona “Angora Kedisi” dediler. Saraylarda, şık salonlarda boy gösterirken, herkes bu kedinin zarafetine hayran kaldı.
Türkiye’de ise zaten hep sevilen bir dosttu, ama dünya sahnesine çıkması onu daha da özel kıldı. 20. yüzyılda bile popülerliği devam etti, bugün hâlâ kedi severlerin ilgisini çekiyor.
Evet, var ama işin aslı biraz karışık. Avrupa ve Amerika’da Ankara Kedisi’ni görebilirsin, fakat çoğu zaman safkan değil. Yıllar içinde diğer uzun tüylü ırklarla karışmış, özelliklerini biraz değiştirmiş halleri dolaşıyor.
Türkiye’de ise bu ırkı koruma altına alanlar var. Ankara’da, özellikle hayvanat bahçelerinde ve özel yetiştiricilerde safkan Ankara Kedisi’ni bulmak mümkün. Yani asıl vatanı hâlâ burası, diğer ülkelerdeki versiyonları biraz “kuzen” gibi kalıyor.
Ankara Kedisi’ni sık sık Pers kedisiyle karıştırırlar, ama aralarında bariz farklar var. Pers’in kürkü daha yoğun ve çift katmanlıyken, Ankara Kedisi’nin tüyleri tek katman, ipeksi ve hafif.
Yüz yapısı da farklı; Pers’ler daha basık burunlu, Ankara Kedisi ise daha ince ve uzun bir profile sahip. Bir de o göz meselesi var tabii; farklı renkli gözler (heterokromi) Ankara Kedisi’nde çok daha sık görülüyor. Van Kedisi ile de akrabalık bağları olduğu söylenir, ama Van’ın daha vahşi bir havası var, Ankara ise tam bir şehirli.
Ankara Kedisi, evde yaşamaya bayılır ama öyle çok talepkâr değil. Sakin bir ortam onun için yeterli; gürültüden, kalabalıktan pek hoşlanmaz. Bir pencere kenarında oturup dışarıyı izlemek, onun en sevdiği aktivitelerden.
Tırmanmayı da sever, o yüzden evde bir kedi ağacı ya da yüksek bir raf mutlu eder onu. Sıcaklık konusunda dayanıklıdır; ne çok sıcak ne çok soğuk onu rahatsız etmez, ama yine de aşırı uçlardan kaçınmak iyi olur.
Bahçeli bir evde yaşıyorsanız dışarı çıkmak isteyebilir, ama tasmasız bırakmayın, çünkü meraklı yapısı başına iş açabilir veya evden bir anda çok uzaklaşabilir. Kayıp ilanı vermek istemiyorsanız başta Ankara Kedisi olmak üzere diğer kedilerde de buna dikkat etmeniz gerekir.
Bu kediler genelde sağlıklı, ama dikkat etmen gereken birkaç nokta var. Beyaz kürk ve mavi gözlü olanlarda işitme kaybı riski yüksek; tamamen sağır olabilirler ya da tek kulak etkilenebilir.
Heterokromi olanlarda bu risk biraz daha az, ama yine de veteriner kontrolü şart. Böbrek sorunları da beyaz kedilerde sık görülebiliyor, o yüzden su tüketimine dikkat etmelisin.
Diş eti hastalıkları da bir diğer mesele; düzenli diş temizliği yapmazsan ilerleyebilir. Kalp hastalıkları nadiren ortaya çıksa da, genetik yatkınlık olabiliyor. Yılda bir kez veterinere götürürsen, çoğu sorunu erkenden yakalarsın.
Hayır, öyle abartılı değil, haftada bir taramak yeterlidir. Petpal basmalı tarak kullanarak tarama işlemi yapmak hem kolaylık sağlayacaktır hem de fazlalık tüylerden dökülüp evi kirletmeden kurtulabilirsiniz.
Evet, sakin ve nazik, ama kendi alanına da saygı ister.
Basit komutları öğrenebiir, ama çok ısrarcı olmamakta fayda var. Ankara Kedisi bağımsız bir ruha sahiptir.
Genelde iyi, sabırlı bir kedi ama çok küçük çocuklar ona nazik davranmalıdır.